Daha önce başlangıç olarak neden klasik bisiklet kullanmanın modern bisikletlere kıyasla daha iyi bir seçim olacağı konusuna değinmiştim. Bu arada nasıl bir klasik bisiklet alınmalı ya da satın alma sırasında nelere dikkat etmeli konusunu araştırmaya başladım, ancak modern bisikletlere dair bir çok satın alma rehberine rastlasam da klasik bisiklet veya ikinci el bisiklet alınırken nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda net bir Türkçe kaynak olmadığının farkına vardım. Bunun üzerine ikinci gönderim olarak gerek kendi tecrübelerimden oluşan gerekse yaptığım araştırmalarımdan derlediğim bir paylaşımda bulunmak istedim. Umarım sizler için de faydalı olur.
Bir çok ikinci el veya klasik bisiklet satın alma rehberi bisikletlerin en hızlı yıpranan ve hizmet ömrü kısa olan fren, vites telleri ve dış kablolar gibi ekipmanlardan veya bisikletin ölçülerinden bahsederek başlıyor ve yine bir çok modern bisiklet satın alma rehberi bisikleti hangi amaç ile kullanacağınızı sorgulayarak başlıyor. Ben klasik bisikletlerden bahsedecek olmama karşın yine kullanım alanı ile ilgili bir girizgahı uygun buluyorum zira konu klasik bisikletler olunca işin içine koleksiyon gibi bir kullanım amacı da girdiğinden kadro boyu veya kabloların durumu gibi noktalar ikinci hatta üçünü plana rahatlıklıkla atıla biliniyor.
KULLANIM ALANI
Konu klasik bisikletler olduğunda bir az önce de bahsettiğim gibi kullanım alanı; şehir, tur, spor, mtb kategorilerinin ötesine geçiyor. Ben klasik bisikletlerin kullanım alanlarını 4 ana başlık altında toplamaya kara verdim; Ulaşım, Kullanıcı Koleksiyonu, Toplayıcı Koleksiyonu, Restorasyon ve Satış.
ULAŞIM ve GÜNLÜK KULLANIM
Bu benim en sevdiğim ve önem verdiğim kullanım şekillerinden biri zira daha önce de bahsettiğim gibi bence bir bisiklet kullanılıyorsa değerlidir. Bu kategorideki bisikletçiler, tür olarak şehir, mtb, tur, sabit vitesli bisikletler gibi bir çok seçenek arasından rahatlıkla seçim yapabilirler, bu kategoride en önemli kavram kadronun ve ekipmanların durumudur. Daha ileride detaylandıracağım üzere özellikle kadronun sağlamlık durumu her gün kullanılacak bir bisiklet alırken en önemli detaylardan biridir. Aynı zamanda vites ve fren sistemlerinin, ufak kablo, tel ve fren pabucu değişimleri gibi detaylar dışında düzgün çalışıyor olması önemlidir. Teker gurubunda dış ve iç lastikler yine rahatlıkla değişebilecek parçalar olmasına karşın, yine çatlağı olmayan ve yıpranmamış dış lastiklere sahip bisikletler satın alma sonrasındaki masrafı minimize edecektir. Teker grubunda jantlar lastiklerden daha büyük öncelik almaktadır, düzenli olarak bakımı yapılmamış ve hasarlı bir göbek veya fazlasıyla yıpranmış ve duvar kalınlığı yeterli olmayan jantlar gerek kullanım sırasında yaratacakları tehlike gerekse masraf açısından önemli detaylardır. Ayrıca çamurluklar, bagaj ve aydınlatma ekipmanları her ne kadar sonradan eklenebilecek parçalar olsa da orijinal olarak üzerinde bulunmasının bisikletine zarafet katacağı kadar kullanım esnasında fayda sağlayacağını düşündüğüm parçalardır. Bisikletin her bir parçasını nasıl kontrol edeceğimiz ve nelere dikkat etmemiz gerektiğini ilerleyen bölümlerde net bir şekilde açıklamaya çalışacağım.
KULLANICI KOLEKSİYONU
Kullanıcı koleksiyonu ile anlatmak istediğim şey klasik bisikletleri gerek sportif, hafta sonu turları veya çeşitli organizasyonlarda kullanmak için, gerekse klasik bisikletlere karşı olan tutku nedeni ile koleksiyon yapmak amacı ile satın almak. Bu durumda bisikletin koleksiyon değeri ve yine kullanım ön plana çıktığından kadro yapısı ve ölçüsünün kullanıcıya uygun olması büyük önem taşıyor. Bunun yanında tür olarak ise klasik yol yarış bisikletleri ön plana geliyor. Diğer bisiklet türlerinin koleksiyonluk değeri olmadığı söylemiyorum ancak toplayıcı koleksiyonuna nazaran daha ufak koleksiyonlar olabileceği için bütçe ve bu bütçe ile alınabilinecek en iyi bisiklet ve aynı zamanda bu bisikletin kullanılabilinir olması ve hatta ufak da olsa rekabete girebilmesi satın alan kişi açısından önemli olacaktır. Bu noktada bu kategoriye ilk kez adım atanlar için şehir – yol bisikletleri ile yol – yarış bisikletleri arasında farklılıklar olduğunu hatırlatmanın faydalı olacağını düşünüyorum. 1980 ve öncesinde şehir bisikleti olarak tasarlanmış bir çok bisikletin aynı dönemde tasarlanan yol yarış bisikletleri ile bir çok benzer özelliği olması genelde yeni başlayanlar için kafa karıştırıcı olabildiği gibi tam olarak ne sattığını bilmeyen satıcılar tarafından da karıştırılan bir konu. 1980 öncesi dönemde şehir bisikleti olarak kullanılmak amacı ile tasarlanan bir çok bisikletin gidonları aynı yol yarış bisikletlerinde de olduğu gibi eğik (dropbar) gidonlardır, bu bisikletlerin de jant ölçüleri yine yol yarış bisikletlerinde olduğu gibi 28’’ ve 27 1 ¼ ölçülere sahiptir. Ancak detaylı bakıldığında şehir kullanımına yönelik bisikletlerin; ön veya arka çatalda dinamo montajına imkan sağlayan çıkıntılara, bagaj ve çamurluk montajına imkan sağlayan vida deliklerine ve yol yarış bisikletlerine nazaran daha uzun bir teker taban mesafesine ve konfor amaçlı bir geometriye sahip olduğu rahatlık ile görülebilinir.

TOPLAYICI KOLEKSİYONU
Toplayıcı koleksiyonundan kastım; klasik bisikletleri kullanım amaçlı değil sadece koleksiyon değeri için satın alan kişilerin yaptığı koleksiyon tarzıdır. Bu durumda kadro, boya, ekipmanın durumundan önce bisikletin tarihi değeri ve ne kadar nadir olduğu önem kazanır. Kadronun, boyanın ve ekipmanların durumunun iyi olması bisikletin değerini tabi ki katlayarak arttırır zira toplayıcı koleksiyoncular bisikletleri restore etmekten kaçınırlar. Bunun nedeni bir bisiklet restore edildiğinde orijinal boyası, orijinal çıkartmalar gibi ona değer katan etkenlerin yok olması ve en iyi şekilde kopyalansa dahi orijinalinden uzaklaşacak olması. Bazı koleksiyoncular buna o kadar önem verir ki boyaya daha fazla zara vermemek adına bisikletin üzerinde bulanan kiri veya pası dahi mümkün olduğu kadar az temizlerler. Bu tip koleksiyonlarda özellikle çok nadir bulunan 2. Dünya Savaşı öncesi bisikletlere veya çok az sayıda yapılmış özel üretim bisikletlere rastlamak mümkündür.


RESTORASYON ve TEKRAR SATIŞ
Bu kategoride bisiklet alımı yapan kişiler için zaten pek fazla bir şey anlatmaya gerek yok zira ticari amaçla yapıldığı için hangi tür bisikleti ve nasıl seçeceğini bilen profesyonellerden oluşan bir gruptan söz ediyoruz. Bisikletinizi satın alırken bu tarz dükkanları ve satıcıları tercih etmek bir çok detaydan sizi kurtaracağı gibi güvenilir ve tanıdığınız bir satıcıdan alışveriş yapıyorsanız satış sonrası destek almanız da mümkün olacaktır.
Diyelim ki almak istediğiniz bisiklete ve onu ne amaçla alacağınıza karar verdiniz. Gelelim bir klasik bisikleti almadan önce nelere dikkat etmeliyiz. Bence en önemli parçadan başlıyoruz;
KADRO
Bir bisikleti alırken ilk bakmanız gereken parçası bisikletin ana gövdesi olan kadrosudur. Klasik bir bisiklet alıyoruz dile kolay 40 – 45 sendir kullanılıyor veya bir garajda yatmakta, çatlaklar, göçükler ve pas dikkatlice incelenmesi gereken ve gerek güvenlik gerekse masraf açısından şakaya gelmeyecek noktalar. Bir kadroda dikkati çekecek ilk şey boyasıdır. Yaşı gereği bir çok bisiklette çizikler, boya çatlakları ve yüzeysel paslar olabilir. Bu konuyu ne kadar ince eleyip sık dokuyacağınız kullanım amacınıza paralel bir durumdur. Restorasyon projenizde boyayı göze alıyor musunuz? Boyadaki hasar rötuşla giderilebilinir mi? Boya restorasyonuna girerseniz bisikletin marka ve modeli gibi detayları gösteren çıkartmaları tekrar temin edebilecek misini ve bu size kaça mal olacak? Pas gerçekten sadece yüzeysel mi? En doğru ilk seçenek boya gerektirecek kadar yıpranmış bir bisikleti satın almamaktır.

Ancak bu bisikleti çok sevdiniz veya uzun süredir aradığınız marka ve modeli sonunda buldunuz ama boyaya ihtiyacı var ise bisikletin üzerinde var olan pasın yüzeysel olduğuna emin olun bunu paslı bölgeleri elinize dokunarak boyanın altında kabarıklık olup olmadığını kontrol ederek ve çok pazlı görünen alanlara güç uygulayarak yapabilirsiniz.


Pasın yüzeysel olduğunu teyit ettikten sonra yapılması gereken şey bisikletin gövdesinde çatlak veya eziklerin olup olmadığını teyit etmektir. Bu aşamada bir bisikletin kullanım sırasında en çok yük taşıyan bölgelerini biliyor olmak önemli olduğundan, Amerikalı bir mühendis tarafından yapılan bir araştırma sonucunda hazırlanan ve üzerindeki renkler ile en çok basınç oluşan alanları gösteren bir bisikletin fotoğrafını paylaşmak istiyorum.

Fotoğrafta görüldüğü üzere kırmızı alanlar kullanım esnasında bir bisiklette en çok yük binen alanları işaret ediyor. Buna göre kullanıma bağlı çatlakların oluşması en muhtemel alanlar bunlar. Aşağıdaki örneklerden de anlaşılacağı gibi yukarıdaki fotoda belirtilen alanların kritik olduğu çok açık, ancak bazen çatlakları görmek çok zor ve hatta çıplak göz için imkansız olabilir bunun için mümkün ise bisikletle sessiz bir ortam da deneme sürüşü yapmakta ve bisikletten gelen sesleri dinlemekte fayda var. Unutmayın özellikle klasik el yapımı çelik bisikletlerde bu çatlak veya göçükleri tamir etmek imkansız değil ancak masraflı ve ustalık gerektiren bir iştir, acemi ellerde bisiklete daha çok zarar verebilir.


Kadroda bir diğer dikkat edilecek husus ise gönyesidir. Arka çatalın, var ise kadro kulağının ve ön çatalın gönyesi bisikletin geometrisi ile uyumlu olup olmadığını gözlem ile kontrol etmelisiniz. En çok görülen gönye bozukluklarından bir ön çatalın arkaya doğru veya sağa sola eğik olması durumudur bu durumda bisiklet ön taraftan şiddetli bir darbe ile kaza geçirmiş olabilir ve dikkat edilmelidir. İkinci en çok görülen durum ise kadro kulağındaki yamukluk ki bu bir kadro kulağı gönyesi ile rahatlıkla düzeltilebilinir. Kadro genelinde oluşan gönye bozuklukları düzeltilebilinir olmasına karşın yine ustalık gerektiren bir durumdur ve yine kaş yaparken göz çıkabilir.
ÇEKİŞ SİSTEMİ
Çekiş sisteminde aynakol, ruble, zincir, ön aktarıcı, arka aktarıcı ve vites kolları bulunmaktadır. Yine ilk yapılacak kontrol doğal olarak göze çarpan ilk şey olan kozmetik kontroldür. Metal veya krom parçalarda kozmetik açıdan korkulacak ilk şey 0,5 mm den daha derin çizikler olmalıdır zira bunları gidermek pek mümkün değildir. İkinci önemli kontrol ise zincirde bir hasar olup olmadığı ve zincirin ömrünü tamamlayıp tamamlamadığıdır, bu kontrol bir cetvel ile yapılabilineceği gibi, zincir boyunu ölçmek için özel tasarlanmış aletlerle de yapılabilinir.

Ancak kozmetik ve zincirden daha önemli olan şey tüm ekipmanın düzgün bir şekilde çalışıp çalışmadığıdır. Bunu denemenin en basit yolu yine bisikleti bir deneme sürüşüne çıkarmaktır, deneme sürüşü sırasında, zincir atması, zincir zıplaması veya vites kollarının çalışmaması, aktarıcıların geçiş yapmaması gibi sorunlar çıkıyor ise bisiklet olduğu yerde bir tamir sehpasına alınarak veya sehpa yok ise ters çevrilerek çekiş sistemi tekrar denenmeli vites sorunun kaynağı tespit edilmelidir. Sorunun kaynağı temel olarak aktarıcı ayarları ise aktarıcılar üzerindeki ayar vidalarının tam olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bu noktada sorun vites kablolarının veya dış kabloların hasarlı veya yıpranmış olmasında da olabilir. Bütün bunlar basitçe çözülebilir sorunlardır.

Bunun dışında aktarıcı gövdesinde bulunan kırıklar veya çalışmayı engelleyen göçükler kesinlikle dikkat edilmesi gereken ve düzeltmesi pek de mümkün olmayan sorunlardır ve aktarıcının değişmesi gerekebilir. Özellikle başta bahsettiğimiz her iki koleksiyon grubundan birinin içindeyseniz, bu durumda olan aktarıcıları almak istemezsiniz zira aynı aktarıcıyı bulmak her zaman kolay olmayabilir.
Aktarıcıların genel durumu kadar önemli bir başka nokta aynakol yaprakları ve ruble dişlilerinin durumudur aşınmış ve kullanımı etkileyecek derecede hasarlı dişler konusunda dikkatli olmalısınız. Yapacağınız kontrollerde sorunun bunlarda olduğunu anlarsanız ama yine de bu bisikleti olmak istiyorsanız özellikle aynakol yapraklarının değiştirilebilinir olup olmadığını kontrol etmenizde fayda var. Aynakolu kontrol ederken aynı zamanda ayna kolu eliniz ile ileri geri ve sağa sola oynatmaya çalışıp orta göbekte bir boşluk olup olmadığını anlamaya çalışın ve mutlaka pedalları ayna kolun üzerinden söküp tekrar takmaya çalışın eğer aynakol üzerindeki pedal yuvasında bir aşınma var ise pedalı tekrar takmanız mümkün olmayacaktır, bunu yaparken sağ ve sol pedalların birbirinin tersi yönüne kilitlendiğini unutmayın.
TEKER GRUBU
Teker grubunda kontrol etmek isteyeceğiniz en önemli faktör jant ölçüsüdür zira özellikle restorasyon ihtiyacı olan bir bisiklet satın alıyorsanız büyük bir olasılık ile jant tellerini değiştirmeniz gerekecektir ve bazı klasik bisikletlerin jant ölçüleri günümüzde üretilmeye devam edilmediğinden piyasada hazır satılan bir jant teli bulmakta zorlanabilirsiniz. Ancak bu durum da çözümsüz değil Türkiye’ de bulması çok zor olsa da jant tellerini istenilen boyda kesen ve tekrar yiv açan makineler mevcut fakat yeni dış lastiğin ihtiyaç olan ölçüsünü bulmanız konusunda o kadar emin değilim, bu konuda örnek olarak Peugeot PNSL 22 modeli katlanır bisikletler mevcut bu bisikletin jant ölçüsü 22” ve gerçekten piyasada her yerde bulunmuyor.

Teker grubunda dikkat etmeniz gereken diğer unsurlar tabi ki göbekler ve jant çemberleri. Göbekler özellikle önemli zira satın almayı düşündüğünüz bisikletin üzerinde bulunan göbek takımı çok değerli bir takım olsa dahi özellikle göbek gövdesinde bilyaların oturduğu çanak kısmında yapısal bir hasar bulunması durumunda hurdadan başka bir şeye sahip değilsiniz demektir. Böyle bir hasara sahip göbekleri kullanmak sürüş güvenliği açısından ciddi tehlike oluşturacaktır. Gelelim jant çemberine; çemberlerde dikkat edilmesi gereken en önemli madde yapısal hasar olup olmadığı ve fren pabucunun temas etti jant duvarının en az 1 mm den fazla incelmemiş olması bu konu fren güvenliği açısından çok önemli.
FREN TAKIMI
Aksesuarlara gelmeden önce en sona bıraktığımız ancak en önemli olan ekipman fren takımıdır. Yine görsel kozmetik kontrolden sonra fren pivotlarında ve kollarında bir gönye problemi olup olmadığını gözünüz ile kontrol edin, daha sonra bisiklete binmeden önce ön fren kolunu sıkarak bisikleti ileri doğru ittirip frenin tutup tutmadığını kontrol edin, sonrasında aynı işlemi arka fren kolunu sıkarak ve bu sefer bisikleti arkaya doğru ittirerek kontrol edin. İyi durumda bir fren setinde, sürüş esnasındaki momemtum bu test sırasında olmadığı için, tekerlerde hiç hareket olmamalı.
DİĞER EKİPMANLAR
Çok rahat yenilerini bulabilecek olmanıza karşın orijinal olmasının göz zevkinize hitap edecek ve bisikletin koleksiyonluk değerine katkı sağlayacak olan sele, gidon, elcik, suluk kafesi, çamurluk, bagaj ve aydınlatma elemanlarını kontrol edin yapısal hasarları olmadığından sürüş esnasında sallanıp ses çıkarmadığından veya bu sorunun nasıl çözüleceğinden emin olun. Unutmayın aldığınız bisikletin üzerinde bulunan en ufak somunun dahi orijinal olması değerine değer katacaktır, bazı klasik bisikletlerde üreticiler bu somunlara dahi logolarını koyarlar. Tamamı çalışan veya ufak tamiratlarla çözülecek sorunları olan, boyası iyi durumda olan ve bütün parçaları orijinal olan klasik bisikletleri hem kullanması daha keyifli olacaktır hem de iyi bakıldıkları sürece değerleri artacaktır.
Tüm bu kontrolleri ve dikkat edilecek noktaları bir kontrol listesi halinde Facebook sayfamızdan bulabilirsiniz. Ayrıca yakında bu kontrollerin nasıl yapılacağını Youtube kanalımızda ve yine Facebook sayfamızda bir video olarak da paylaşacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder