1 Şubat 2016 Pazartesi

Yeniden...


Uzunca bir aradan sonra Pedal Kafa' yı yeniden yapılandırma ve tekrar yazmaya başlama çabası içindeyim.

İlk gönderimin konusunu uzunca düşündükten sonra; Neden klasik bisikletleri tercih etmek gerektiği konusuna ayırmak istedim.

Bisiklet ile tanışmam yaşıtlarıma göre geç de olsa yine de çelik bisikletler çağına denk geliyor, o zamanlar Türkiye' de dört markanın adı ön plandaydı; Bisan, Beldesan, Bianchi ve Sarda. Tabi ki bu markalar dışında yurt dışından gelen, piyasada satılmasa da, öyle sanıyorum ki yurt dışında yaşayan Türkler veya Türkiye' de yaşayan yabancıların getirdiği Peugeot, Raleigh, Record, Motobecane gibi markalar da ortalıkta dolaşırdı.

Bisikletler genellikle bisikletçilerde değil beyaz eşya bayilerinde satışa sunulur bisikletçiler ise genel olarak yedek parça ve tamir işleri ile meşgul olurlardı, bu durum özellikle benim de bisikletle ilk tanıştığım yer olan İzmir' in Selçuk ilçesi gibi küçük kasabalar için daha yaygındı. Bu yıllarda aynı zamanda dağ bisikletleri çok popülerdi, gerçi çevreme baktığımda bu konuda çok büyük bir değişiklik olmadığını görüyorum.

Benim de ilk bisikletim yine bir beyaz eşya bayisinden alınan 18 vitesli 26'' jantlı bir Sarda dağ bisikletiydi. Öyle sanıyorum ki dağ bisikletleri yeni sayılabilecek olduğundan ve başarılı bir ticari girişim olması için kapitalist düzen gereği düz yolda kullanacak halka dahi itelenen bu yeni oyuncak hayatımı kökten değiştirdi.

O zamanlar kadro ölçüsü ve geometri gibi konular hakkında bilgi sahibi olmamamız nedeni ile neredeyse yirmi beş sene sonra bugün hala binebileceğim ölçülerde olan bu bisiklet, o zaman için bisiklet kullanmayı öğrenme maceramı oldukça meşakkatli bir hale getirmiş ama beni bezdirememişti. Tek olmanın, tek başına olmanın, yolda ve özgür olmanın, yüzünü yalayıp geçen rüzgarın dayanılmaz çekiciliği gece ve gündüz tüm vaktimi beni ben yapan bu makinanın üzerinde geçirmeye teşvik ediyordu. Bir süre sonra sadece pedal çevirmek tatmin etmemeye başladığında merak saldığım tamirat ve güncelleme işleri bugünkü halime gelmeme neden olan ikinci en büyük aşamaydı.

İlk bisikletimden bu kadar detaylı bahsetmemin nedeni; seneler sonra ilk restore ettiğim bisikletin de bu Sarda olmasıdır. Bu proje üç defa kendini tekrarlamış olmasına karşın gerek ilk bisikletime olan duygusal bağlılığım gerekse ileri seviyede bisiklet restorasyonuna olan ilgimin gelişimi açısından çok önemliydi.

Sarda' dan sonra yıllar içinde restore ettiğim, bakımını yaptığım, kullandığım ve haklarında araştırma yaptığım onca klasik bisiklet sonrasında, modern bisikletlerden ise  klasik el yapımı bisikletleri kullanmanın neden insanı daha fazla tatmin eden bir deneyim olduğuna dair bir çok fikir sahibi oldum.

Bence tartışılmaz olarak ilk neden eskilerin sahip olduğu inanılmaz estetik anlayışı. El yapımı bir klasiğe baktığınızda kusursuz işçiliğin, özenin, işlevsel ve aynı zamanda estetik detayların, tutkunun çeliğe işlenmiş hali olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.- ki tutkudan kastım sadece en hızlısını, en hafifini, en pahalısını üretmek değil -


Estetik dışında yapısal avantajlarına bakacak olursak, yüksek kalitede çelikten üretilen el yapımı bisikletler günümüzün karbon veya alüminyum alaşım bisikletleriyle karşılaştırıldığında tam anlamı ile evladiyeliktir. Çelik yapısı gereği tekrar işlenmesi, boyanması ve hatta gerekiyor ise kaynaklanması diğer bütün malzemelere nazaran kolay olmasının yanı sıra iyi bir kullanım ile bütün bu işlemlere gerek olmadan bir ömür boyu size hizmet edecek ve hatta aynı bakım devam ettiği sürece çocuklarınıza da aynı hizmeti sunacak bir malzemedir. Bunun yanında insanların gözünde ağır ve hantal olması gibi bir olumsuz fikir oluşsa da bugün 3000 - 4000 TL gibi fiyatlara alabileceğiniz modern bir bisiklete kıyasla aynı fiyat aralığında ve hatta daha ucuz, daha hafif el yapımı klasik bisikletler bulmanız mümkündür. Dayanıklılık ve bir çok durumda hafif olma ihtimali avantajlarının yanı sıra aynı zamanda çelik bisikletler yine çeliğin yapısı gereği karbon fiber ve alüminyum gibi malzemelere nazaran çok daha konforlu bir sürüş sağlar. Bugün uzun turlar için yapılan bisikletlerin hala çelikten üretiliyor olmasının en büyük nedenlerinden biri budur.


Surly Long Haul Trucker

Bütün bunların yanı sıra el yapımı klasikler üzerinde bulunan ekipmanlar açısından da daha yüksek mukavemete sahip ve kaliteli ekipmanlar ile gelirler. Özellikle; fren kolları, vites kolları, aktarıcılar, aynakol ve frenler gibi ekipmanların klasik versiyonlarında plastik kullanımı yok denecek kadar az iken modern versiyonlarında bu durum tam tersidir. Bu durum modern ekipmanların dayanıklıklarını etkilemekte bu da ömürlerini azaltmaktadır. Örnek olarak Shimano' nun en alt modellerinden biri olan Tourney serisinin 1970 üretimi 2015 üretiminden daha uzun ömürlü bir aktarım sistemidir. Bu durum diğer modeller için de geçerli olsa da en alt sınıf olan Tourney serisini örnek vermemin nedeni 1970 üretimi bir Tourney' e sahipsem 2015 üretimi bir Tourney' e sahip olmaktan iyidir. Tabiki Shimano, Sram veya Campagnolo gibi firmaların modern üst düzey serileri ciddi bir mühendislik ürünü ve ciddi anlamda mekanik avantajlar sunmaktalar, ancak hala kendi sınıflarının klasik versiyonlarına karşılaştırıldığında günlük kullanıcının dayanıklılık beklentisini karşılamakta klasik versiyonlar kadar iyi olmadıkları kanısındayım.

Tourney karşılaştırmasında görüleceği gibi 2015 Model basitçe plastik. Merak ediyorum da acaba 2015 Tourney 45 sene sonra 1970 Model Tourney' in bugün göründüğü kadar iyi görünüp işlevini yerine getirebilecek mi?

Shimano Tourney 1970
Shimano Tourney 2015

Bütün bunlara ek olarak klasik el yapımı bisikletler kullanmak yeni modern bir bisiklet kullanmaktan bir çok açıdan daha çevrecidir. Öncelik ile çok basit bir şekilde bu bir geri dönüşüm hareketidir. Yeni bir bisiklet satın almaktan çok daha ekonomik ve çevreye duyarlı bir harekettir klasik bisikletleri kullanmak.

Her zaman savunduğum gibi; ister ulaşım için olsun, ister spor yapmak, ister pikniğe gitmek için isterse markete; en iyi bisiklet kullanılan bisiklettir. Teknolojinin en son ürünü modern bir bisiklet veya türünün tek örneği kalmış bir klasik fark etmez, o bir bisiklet ve bir sürücüye ihtiyacı var sürücüsü olmadan, rublenin cırıltısından keyif alan biri olmadan hepsi sadece birer obje. Yine de türünün tek örneği kalmış klasik tercihimdir :)


1 yorum:

  1. Bu sohbeti çok ozlemistim sayfayla beraber benide revize ettin selamlar.

    YanıtlaSil